SAKARYA İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

Vali Nayir'den Okul Ziyareti

Her hafta bir okulda temaslarda bulunarak öğretmen ve öğrencilerle bir araya gelen Vali Ahmet Hamdi Nayir, bu hafta Adapazarı İmam Hatip Ortaokulunu ziyaret etti. İl Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş ve Adapazarı İlçe Milli Eğitim Müdürü Coşkun Bakırtaş'ın da eşlik ettiği ziyarette Vali Ahmet Hamdi Nayir, okul bahçesinde bir süre öğrencilerle sohbet etti. Vali Nayir'i karşılayarak bilgiler veren Okul Müdürü Ömer Bayraktaroğlu, 30 derslikte 69 öğretmenle toplam bin 175 öğrenciye eğitim-öğretim hizmeti verdiklerini, 47 Hafızlık öğrencisi bulunan okulda ayrıca Pakistan, Suriye, Çin, Ürdün, Irak ve Filistin uyruklu 65 öğrencilerinin eğitim gördüğünü Arapça ve İngilizce eğitimin de verildiği okullarında Futbol, Futsal, Basketbol, Güreş, Judo ve Havalı Atıcılık gibi sportif etkinliklerine önem verildiğini, birçok bilimsel proje üzerine de çalışmalar yapıldığını söyledi.
Vali Nayir'den Okul Ziyareti

Her hafta bir okulda temaslarda bulunarak öğretmen ve öğrencilerle bir araya gelen Vali Ahmet Hamdi Nayir, bu hafta Adapazarı İmam Hatip Ortaokulunu ziyaret etti.


İl Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş ve Adapazarı İlçe Milli Eğitim Müdürü Coşkun Bakırtaş'ın da eşlik ettiği ziyarette Vali Ahmet Hamdi Nayir, okul bahçesinde bir süre öğrencilerle sohbet etti. Vali Nayir'i karşılayarak bilgiler veren Okul Müdürü Ömer Bayraktaroğlu, 30 derslikte 69 öğretmenle toplam bin 175 öğrenciye eğitim-öğretim hizmeti verdiklerini, 47 Hafızlık öğrencisi bulunan okulda ayrıca Pakistan, Suriye, Çin, Ürdün, Irak ve Filistin uyruklu 65 öğrencilerinin eğitim gördüğünü Arapça ve İngilizce eğitimin de verildiği okullarında Futbol, Futsal, Basketbol, Güreş, Judo ve Havalı Atıcılık gibi sportif etkinliklerine önem verildiğini, birçok bilimsel proje üzerine de çalışmalar yapıldığını söyledi.


"Z Kütüphanede İncelemelerde Bulundu"
İlk olarak Z Kütüphanesini gezerek incelemelerde bulunan Vali Ahmet Hami Nayir, 6, 7 ve 8. sınıflarda derslere katılarak hem öğretmenlerle hem de öğrencilerle bir arada bulunmaktan büyük keyif aldığını ifade etti.


"Okulun Mimarisini Beğeniyorum"
Matematik dersinde her hafta bir okulu ziyaret ettiklerini, öğretmen ve öğrencilerle hayata dair her konuda paylaşımlarda bulunduklarını belirten Vali Nayir, "Okulunuzun yanından her geçişimde mimarisi dikkatimi çekiyordu, çok güzel ve otantik bir hava verilip tarihi bir doku işlenmiş gibi görünüyor, iç dizaynını da beğendim, sınıflar da bayağı dolu" diye söylerken,  İl Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş ve Okul Müdürü Ömer Bayraktaroğlu, okula ilginin çok fazla olduğunu belirterek sınıflardaki mevcut durum hakkında bilgiler verdiler.


"Matematik Her Alanda Lazım"
Matematik dersinin ana teması üzerine öğrencilere çeşitli sorular yönelten Vali Nayir, "Matematik hayatın her alanında bize mutlaka çok yararı olacak bir derstir ve öğretmeniniz bu derste sizlere aslında hayatı öğretiyor diyebiliriz. Her dersin hayatta hangi alanda size lazım olacağını iyi bilirseniz, onu şevk ve zevkle okursunuz, başarıyı daha iyi yakalarsınız" dedi.


Bir öğrencinin Matematik dersinin yöneticilere hangi zamanlarda lazım olduğunu sorması üzerine Vali Ahmet Hamdi Nayir, "Yöneticilerin de iyi bir Matematik bilgisine sahip olması gerekiyor. Bizler de birçok şeyi hesaplı yapmak zorundayız. Mesela her kurumun bir bütçesi vardır ve bunun dağılımı için de yine Matematikten yararlanmak zorundayız. Milli Eğitim Müdürümüzün de, İlçe Milli Eğitim Müdürümüzün de, Okul Müdürümüzün de, öğretmenimizin de hayatla ilgili, meslekleriyle ilgili bir sürü hesabı vardır ve bunun için Matematikten yararlanıyorlardır.


"Bilmek Gibi Uygulamak da Çok Önemli"
Bizler güzel olan her şeyi sizden istiyoruz ve bekliyoruz. Öncelikle ahlaklı ve saygılı olmanızı, cömert olmanızı, doğru sözlü olmanızı, çevreye duyarlı olmanızı, yüreğinizin sevgiyle dolu olmasını elbette isteriz, ancak bunları bilmek yetmiyor, aynı zamanda uygulamak çok önemlidir. Bunları hayatınızda uygulayıp çevrenize de örnek bir şekilde tavsiyelerde bulunursanız, zincirin halkaları gibi bu güzel davranışları her yere yayabilirsiniz. Bu davranışları kendinize ilke ve prensip haline getirip geleceğimizi de sizler şekillendireceksiniz, sizlere güveniyoruz" diye konuştu.


"Arapçayı İyi Bilirsek Dinimizi de İyi Öğreniriz"
Arapça dersine iştirak ederek Arapçayı bilmek için önce Türkçeyi iyi bilmek gerektiğine işaret eden Vali Ahmet Hamdi Nayir, "İsim cümlesi, fiil cümlesi gibi konularda Türkçeye iyi hâkim olabilirseniz, Arapçayı da iyi kavrayabilirsiniz. Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'i anlamanın en önemli yolu, Arapçayı bilmekten geçiyor. Peygamber Efendimizin bize olan tavsiyelerini, yani Hadislerini anlayabilmek için, yine Arapça öğrenmemiz gerekiyor. Hem dini kitabımız Arapça hem Hadislerin yalın dili Arapçadır. Dolayısıyla Arapçayı çok iyi bilirsek, dinimizi anlamamız daha kolay olur, Namazda okuduğumuz surelerin manasını da anlamış oluruz.


Dil tekrar edilmedikçe ve günlük hayatta kullanılmadıkça çabuk unutuluyor. Sizler eğer ilahiyat gibi alanları seçerseniz, dil alanıyla ilgili bir bölümü seçerseniz, mutlaka bu bilgiler daha kalıcı olacaktır. Konuları ve cümle yapılarını en başından itibaren çok dikkatli takip etmezseniz, bir konuyu kaçırdığınızda onu telafi etmeniz zor olacaktır, öğretmenlerinizin anlattığı konuları günü birlik çalışır, tekrar ederseniz sıkıntı yaşamadan öğrenirsiniz.


"Dil Cesaret İşidir"
Dil işi biraz da cesaret istiyor, korkmadan, bıkmadan üzerine giderseniz, çok güzel öğrenir ve konuşursunuz. Dil eğitimi ülkemizde şimdi biraz daha iyi imkânlarla öğretiliyor, bunun için günlük konuşmaya daha fazla ağırlık vermemiz gerekiyor. Çocuklarımıza yalnızca kalıpları öğretmekle vakit geçirmeden, o dili konuşan biriyle günlük ihtiyaç duydukları şeyleri sorabilmelerini, çok rahat tanışabilmelerini ve rahat adres sorabilmelerini sağlamamız önemlidir. Ondan sonra işin edebiyat kısmı daha kolay öğretilebilir. Özellikle ezber gerektiren birçok Arapça kelime Türkçemizde de kullanılıyor. Örneğin israf kelimesi, Vali kelimesi, haram kelimesi hem Arapçada var hem bizde var. Günlük hayatta kullandığımız kelimelerin kökeninde birçok Arapça kelime bulunduğu için, daha kolay öğrenilebileceğini düşünüyorum.


"Eğitimde Başarılı Olmamız Şart"
Eğitimin her alanında başarıya muhtacız. Hem sizler hem öğretmenleriniz hem de aileleriniz yeterli ilgiyi gösterirse, bu başarıyı elde etmemek için hiçbir sebebiniz olamaz. Bir tek öğretmeninizin gayretiyle başarılı olamazsınız, sizin de aynı şekilde ona karşılık vermeniz lazım, ailenizin de sizinle yeterince ilgilenmesi önemlidir. Eminim aileniz sizlere her konuda maddi ve manevi destek veriyorlardır. Şartlar her geçen gün daha da iyileşiyor, ailelerin durumları da iyileşiyor, okullarımızın durumları da iyileşiyor. Bizler bu sıralarda öğrenim görürken okullarımızın birçoğunda kalorifer sistemi yoktu, sobalı okullarda okuduk, bir yandan sobayı yakmak ve ısınmak için uğraş verirken bir yandan da derslere adapte olmaya çalışırdık. Sizler şimdiki zamanda hangi açıdan bakarsak bakalım daha iyi imkânlara sahipsiniz, bunun başarıya yansımasını istemek de bizim en doğal hakkımızdır.


"Dünya Kavga Yeri Değil, Paylaşma Yeridir"
Hayat şartlarının iyi olduğu bu zamanda aile içerisinde paylaşmayı da bilmemiz gerekiyor. 8 kardeşim ile birlikte 2 odalı, 1 salonlu evde büyüdük. Hepimiz birbirimize her konuda yardımcı olur, her şeyi paylaşırdık. Hayat sizlere önce aile içerisinde düzenin bir parçası olmanızı öğretecek, paylaşmayı öğretecek, birbirinizi anlayışla karşılamanızı öğretecek, sizin gücünüzün yetmediği yerde de anne-babanız devreye girecek, onlar orta yolu bulacaklar. Dünya hayatının kavganın yeri değil, anlaşmanın, paylaşmanın yeri olduğunu düşünüyorum.


Ülkemizin daha başarılı, işini bilen, eğitimini iyi almış fertlere ihtiyacı var, bizler sizlere inanıyoruz, güveniyoruz. Geleceğin teminatı olan sizler, gelecekte bizim bulunduğumuz mevkilere gelip bizden daha güzelini yapacaksınız, buna eminim" diye söyledi.


"Vali Olmanın Çok Özel Bir Şartı Yok"
Bir öğrencinin Vali olmanın şartları konusundaki sorusuna cevaben Vali Nayir, "Vali olmanın çok özel bir şartı yoktur, ancak Kaymakam olmak için belirli okulların siyasal, hukuk, kamu yönetimi gibi, iktisat, maliye gibi bölümlerinden mezun olup sınavlarda başarılı olmanız gerekiyor. Valilik temsil makamıdır, istisnai bir memuriyettir, Sayın Cumhurbaşkanımız dilerse öğretmeninizi de bir İlde Vali olarak görevlendirebilir, ancak bir ilçeye Kaymakam olarak görevlendiremez. Valilik makamına genelde Kaymakamlık görevinde bulunan kişiler atanıyor. Ben 6 ilçede Kaymakamlık yaptım, 3 ilde Vali Yardımcılığı yaptım, Sakarya'dan önce 2 İlde Valilik görevinde bulundum bulundum, 3. görev yerim de Sakarya oldu. Eğer Vali olmak istiyorsanız, öncelikle Kaymakam olmaya niyet edin, bir hukuk, siyasal veya kamu yönetimi gibi bölümleri düşünün" dedi.


"Bir Dil, Bir İnsan Demek"
İngilizce dersinde 'Bir Dil, Bir İnsan Demek' sözünü hatırlatarak öğrencilere tavsiyelerde bulunan Vali Nayir, "Türkçeyle beraber İngilizceyi de öğrenirseniz, 2 insan oluyorsunuz, Arapçayı öğrenirseniz bu kez 3 insan olacaksınız. Birden fazla dil bilmeyi gerektiren bir çağdayız. Rivayetlere göre Fatih Sultan Mehmet'in 7 dili çok iyi konuştuğu ve yaklaşık 11 dil bildiği söylenir. Buradan da anlaşılacağı üzere başarı tesadüf değildir. Dünyaya hükmeden bir İmparatorluğun Sultanı olan Fatih'in elde ettiği başarılarda, dil bilmesinin de faydası mutlaka olmuştur. Dünyayı tanımanın, anlamanın en iyi yolunun dil bilmekten geçtiğini Fatih Sultan Mehmet'in hayatında da görebiliyoruz. Dil öğrenmek için çok uygun yaştasınız, hafızanız güçlü, ezber gücünüz yüksek olan bir çağdasınız.


"Bugünkü Azminiz Geleceğinize Etki Edecektir"
Okulunuzu çok beğendim, bu güzelliklerin hepsi sizler için yapılıyor ve sizlerden beklentimizler yüksek. Gelecekte İnşallah sizler bizim olduğumuz makamlara gelir ve sınıfları dolaşıp nasihatlerde bulunursunuz. Hep öğrenci kalmayacaksınız, buradaki öğreniminiz bitince üniversiteye gidecek ve daha sonra da bir mesleğe atılacaksınız. Hayattaki başarınız bugünkü çalışmalarınız ile şekillenecektir. Bugün gayret gösterip derslerinizle ilgili olursanız, her alanda başarılı olursunuz. İmkânlarla ilgili hiçbir bahanenin arkasına sığınmadan hangi şartlarda olursanız olun, derslerinize iyi çalışın, en güzelini elde etmek için de mücadele edin, istediğiniz mesleği elde ettiğiniz zaman çektiğiniz sıkıntılara değdiğini göreceksiniz. Burada bulunan hiçbir büyüğünüz çok kolay şartlarda okuyup bu mevkilere gelmemişlerdir. Ben dâhil buradaki herkes, türlü zorluklarla mücadele ederek buralara gelebildik.


Öğretmenleriniz de mutlaka sizlere bu konularda öğütler veriyorlardır, Sosyal faaliyetleriniz, sosyal yaşantınız olmalı, telefon ya da tabletlerinize bakmalısınız, ancak bunların geleceğinize olumsuz bir etki yapmasına izin vermeyin. Kendinize bir program yapıp, o takvime göre çalışmalarınızı yaparsanız, hayatınız da düzenli ve tertipli olur" diyerek öğrencilerin geleceğe dair planlarını dinledi.


"Eğitim Hepimizin Ortak Meselesi"
Mülki idarenin ilgilenmesi gereken çok yönlü bir mesaisi olduğuna dikkat çekerek Öğretmenler Odasında öğretmenlere hitap eden Vali Ahmet Hamdi Nayir, "Nüfusumuzun çok büyük bir bölümünü ilgilendiren hususlardan bir tanesi de elbette eğitim konusudur. 200 bin civarında Milli Eğitim'e bağlı okullarda öğrencimiz var, aşağı yukarı 100 bin de üniversitedeki öğrencileri buna katarsak nüfusun çok büyük bir kısmını eğitim içerisinde görmek mümkün, eğer aileleri de sayarsak neredeyse nüfusumuzun tamamı, yani 1 milyonun tamamını ilgilendiren bir konu olduğunu görüyoruz. Haftanın belirli bir gününde birkaç saatliğine de olsa hem sınıflarda öğrencilerimizin o heyecanına ortak olmak hem de siz değerli öğretmenlerimize moral aşılamak için okul ziyaretleri yapmayı bir görev olarak görüyorum.


"Bizim Petrolümüz İnsan Kaynağımızdır"
Her ülkenin, her milletin gündeminde mutlaka eğitim konusu vardır. Güçlü olmak zorundayız, bu gücümüzü de iyi eğitilmiş insan gücünden almak zorundayız. Bizim topraklarımızdan petrol çıkmıyor. Geçtiğimiz günlerde fahri doktora unvanına layık görülen iş adamımız için bir üniversitemizde programa katıldım, o programda iş adamımız, 'Bizim petrolümüz insan kaynağımız, insanımız' demişti, bu çok doğru bir tespittir. Yer altı zenginliklerine, yer üstü zenginliklerine, pırlantalara, altınlara, petrollere sahip olan birçok ülkeden daha fazlasını insan kaynağına sahip olan ülkeler elde edebiliyor ve daha güvende olabiliyorlar. Bunu sağlamanın yolu da en uygun şartlarda, en iyi şekilde, en üst değere sahip eğitimi çocuklarımıza verebilmekten geçiyor. Eğer insanımızı değerlerine, tarihine, kültürüne, milli şuura sahip bir şekilde yetiştirebiliyorsak, inanıyorum ki yer altı zenginliklerine sahip ülkelerden daha da ileriye gitmemiz mümkündür. Onun için bu konulara önem vermemiz gerektiğini düşünerek, sizlerin omuzunda büyük bir yük olduğunu bilerek yola çıkıyoruz. Sizler burada eğitimcilik yaparken, başka bir okulda okuyan çocuğunuzun da velisisiniz. Dolayısıyla eğitimin ne kadar önemli olduğu ve öğretmenin bu konudaki müdahalesinin de ne derece önem kazandığı konusunda çok iyi fikirlere sahip olduğunuza inanıyorum.


"Öğretmenlerimizin Emekleri Sayesinde Buralardayız"
Öğretmenin elinin değmediği, öğretmenin başarısında pay sahibi olmadığı tek bir insan bile tanımıyorum. Bizleri de bugünlere getiren, sizleri de bugünlere getiren öğretmenlerimizin emeğidir. Eğer onlar vurdumduymazlık içinde olsalardı, boş vermişlik içinde olsalardı bugün bizler burada olmayabilirdik. Ancak bu elbette tek başına yeterli değildir, aynı zamanda öğrencilerimizin de ilgisinin olması gerektiğine inanıyoruz, onların da hevesli olmasına inanıyoruz, aynı zamanda velilerin de mutlaka bu konunun bir parçası olması gerektiğine inanıyoruz. Başarının sırrı budur, başarıda bütün paydaşların etkisinin olması gerekiyor.


"Başarısızlık İçin Tek Bir Sebep Yeter"
Başarısızlık için tek bir sebep yeterli olabilir. Bir aracın sizi istediğiniz yere götürmesi için 4 lastiğinin havasının iyi olması, motoruna, yakıtına kadar, bütün aksamlarıyla her şeyinin iyi derecede olması gerekiyor, tek bir lastiğin patlak ya da sönük olması dahi sizi yolda bırakır. Onun için başarıda herkesin pay sahibi olabileceğini, olması gerektiğini düşünüp, başarıyı her kesimi harekete geçirerek elde edebileceğimize inanıyoruz. Sınıflarda öğrencilere genellikle o duyguyu vermeye çalışıyorum, başarırsınız, 'Başarmamanız için hiçbir sebep yok, ümitli olun, kendinize güvenin, bizim zamanımıza göre imkânlarımız, şartlarınız çok iyi, okul imkânlarımız da iyi, evdeki imkanlarınız daha iyi' diye onları motive etmeye çalışıyorum. Onların kendilerini salmadan bu güveni kendi içlerinde duymasına yardımcı olmalıyız. Bu yeterli mi dersek, elbette bu da yeterli değildir. Öğretmenimizin de fedakârca, en verimli bir şekilde bildiklerini onlara aktarma gayreti içerisinde olması ve onlardaki bu güven duygusunu artıracak bir metodu izlemeleri gerekiyor. Böyle bir fedakârlığı her şartta yaptığınıza inanıyorum, ancak bu da yeterli değil, ailenin de ne olup ne bittiğinden haberdar olması lazım. Şubesini geçtim, çocuğunun hangi sınıfta okuduğunu bile bilmeyen veliler olduğuna çok şahit oldum" diyerek Kaymakamlık yaptığı dönemde başından geçen bir olayı anlattı.


"Başkalarından Kahramanlık Beklemeyelim"
Başarıyı yakalayabilmek için velinin de, öğretmenin de ilgili olması gerektiğine ve çocuğun da bu işin bir parçası olmasına değinen Vali Nayir, "Biz veli olarak bazen kahramanlar ararız ve öğretmenin çocuğumuzu adam etmesini isteriz ya da öğretmen olarak ailenin bütün baskıyı kurup çocuğu terbiye etmesini bekleriz, bu durumda her ikisi de yanlıştır. Herkes üzerine düşen görevi yapıp çocuk üzerinde olumlu etkiyi sağlamaya çalışmadıkça, bizim başarıyı elde etmemiz zaten zor olacaktır.


"Birlik ve Beraberliği Aşılamamız Gerekiyor"
Eğitimde başarıya muhtacız, mecburuz, bu coğrafyada, bu şartlar içerisinde bizim insan gücünden başka güvenebileceğimiz hiçbir şeyimiz yok. Buradaki başarı hepimizin başarısı olmalı, geleceğimizin başarısı olmalı, başka türlü bizim burada hayat hakkımızı devam ettirmemiz zor olur. Karşımızda neredeyse bir dünya var. Eğer kendi aramızda birlik, beraberliğimizi sağlayamazsak ve iyi yetişmiş insan gücüne sahip olamazsak, bu coğrafyadaki geleceğimizle ilgili bir sürü planımız alt-üst olur. Bundan dolayı sizlerin bu konudaki fonksiyonu bizim gözümüzde çok kıymetlidir. Çocuklarımızı eğer uygun şartlarda, güzel duygularla, kendi değerlerini bilen, onlara sahip çıkan, uygulayan kişiler olarak yetiştirirsek, geleceğe ümitle, güvenle bakarız, yoksa işimiz çok da kolay değil.

 


"Öğretmenlerin Görüşlerini Dinledi"
Sizlerin yalnızca bir memuriyet duygusu içerisinde bu işi yapmadığınıza inanıyorum, yalnızca maaşını alan bir devlet memuru zihniyeti dışına çıkarak bu fonksiyonun sizlere yüklenmiş bir fonksiyon olduğunu düşünerek, bu fırsatın size sunulmuş bir fırsat olduğuna inanarak emek verdiğinize inanıyorum. Çocuklarımız da, sizler de, aileler de bu işe kıymet verdiği sürece, geleceğe ait hiçbir endişemiz olmayacağına inanıyoruz" diye konuştuktan sonra öğretmenlerle birer birer tanışıp onların görüşlerini de dinledi.

01-11-201901-11-201901-11-201901-11-201901-11-201901-11-201901-11-201901-11-201901-11-201901-11-201901-11-2019

Resmi Daireler Kampüsü 15 Temmuz Camili Mahallesi Adapazarı / SAKARYA - 264 251 36 14 / 15 / 16

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.