SAKARYA İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

İl Milli Eğitim Müdürü Mevlüt KUNTOĞLU´nun 24 Kasım Öğretmenler Günü Mesajı

İl Milli Eğitim Müdürü Mevlüt KUNTOĞLU´nun 24 Kasım Öğretmenler Günü Mesajı

"Bana çiçek getirin, dünyanın bütün

çiçeklerini buraya getirin!"

Köy öğretmeni Şefik Sınığ´ın son sözleri.

 

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum

Bütün çiçekleri getirin buraya,

Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,

Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer

Bütün köy çocuklarını getirin buraya,

Son bir ders vereceğim onlara,

Son şarkımı söyleyeceğim,

Getirin getirin...ve sonra öleceğim.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.

Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım,

Ben bir bahçe suluyordum, gönlümden,

Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden,

Ne güller fışkırır çilelerimden,

Kandır, hayattır, emektir, benim güllerim,

Korkmadım, korkmuyorum ölümden,

Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,

Okulun duvarı çöktü altında kaldım,

Ama ben dünya üstündeyim, toprakta,

Yaz kış bir şey söyleyen sonsuz toprakta,

Çile çektim, yalnız kaldım, ama yaşadım,

Yurdumun çiçeklenmesi için daima, yaşadım,

Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir.

Şimdi sustum, örtün beni, yatırın buraya,

Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya. (Ceyhun Atuf  KANSU)

 

Çok Değerli Meslektaşlarım, Kıymetli Öğretmen Arkadaşlarım

“Kendini bilen, Rabbini bilir” ilahi hükmünden hareketle öğretmenler; insanın kendini tanımasını sağlayan ve insanı yeniden inşa ederken, onu sonsuz hakikate ulaştırmayı görev sayan ruh mimarlarıdır.Her yaptığı işte ilkeli davranan; ilmin ışığını kendisine fener, hakikatin kadim önderlerini kendisine rehber edinen; zorluklar karşısında ümidini kaybetmeyen bir kararlılık ve irade abidesidirler.

Uçuruma doğru sürüklenmekte olan bir toplumun önüne geçip; onlara cesaretle doğru yolu gösteren ve yönünü hakka doğru çevirmeye çalışan; mükellefiyetinin farkında olan bir erdem ve inanç sahibidir öğretmen.

Öğretmenler; toplumu bir araya getiren, bir arada tutmaya gayret sarf eden, bilge kişilerdir.

Öğretmen; yerel ve milli olandan yola çıkarak, insanlığın ortak, evrensel değerlerini öğrencilerine kavratan ve benimseten; gerçek huzurun ve mutluluğun habercisidir.

Pırıl pırıl zihinler, genç dimağlar öğretmenlere emanet edilmekte ve onların şefkatine, vicdanına, bilgisine, müktesebatına ve birikimine teslim edilmektedir.  

Öğretmenler; yeni coğrafyalara, yeni dünyalara yelken açan, deyim yerindeyse birer ‘kaşif’ gibidirler. Her öğretmen bilmektedir ki; her çocuk özeldir ve her çocuk başlı başına yepyeni bir evren, orijinal birer alemdir. Nevi şahsına münhasır bu değerli varlığı; önce Allah’ın, sonra milletin ve son olarak ebeveynlerin biz öğretmenlere emanet ettiği asla hatırdan çıkarılmamalı. İşte bu kutsal emanetin manevi ağırlığını omuzlarında ve yüreğinde hisseden öğretmenlerimizi en kalbi duygularla selamlıyorum

Yüce Allah her insanı mutlak bir kabiliyetle donatarak yaratmıştır. Öğretmenler olarak hepimizin asli vazifesi; bizlere emanet edilen çocuklarımıza olumlu yönde davranış değişiklikleri kazandırmanın yanı sıra; onların kabiliyetlerini, ilgilerini ortaya çıkarmak ve onları mutlu bireyler, huzurlu insanlar olarak yetişkinliğe, geleceğe ve kısacası hayata hazırlamaktır.

 

Sevgili Öğretmenler;

Şurası muhakkak ki; en pahalı ve fakat en olmazsa olmaz yatırım, insana yapılan yatırımdır. Bu şuur ve anlayışla hareket edildiğinde; aileye, devlete ve millete getirmiş olduğu bütün maliyetlerinin kat be kat fevkinde kazanımlar elde edileceğinden asla kuşku duyulmamalı.

Bilginin ve teknolojinin hızla değiştiği bir çağda ilerliyoruz. Baş döndürücü bir hızdan söz ediyoruz. Kendimizi sürekli yenilemek ve güncellemek zorundayız artık. Bu durum en gelişmiş toplumları dahi sürekli yenilenmeye, değişmeye, üretmeye zorlamaktadır. Bilgi teknolojilerindeki gelişmeleri mutlaka takip etmeliyiz. Öğrencilerimizin okul ortamında öğrendiği, edindiği bilgileri hayatta karşılaştıkları problemlerin çözümünde kullanabilmelerine imkan sağlamalı ve buna titizlikle ihtimam göstermeliyiz.

Dünyada gelişmesini ve ilerlemesini ikmal etmiş ülkelere baktığımız zaman; bu gelişme ve ilerlemenin  lokomotifinin öğretmenler olduğunu görmekteyiz. Dünya milletleri arasında saygın bir yer edinmek istiyorsak; toplum olarak; milletin ahlakını, kültürünü, eğitim düzeyini geliştiren ve yükselten öğretmenlerle dayanışma ve işbirliği içinde olmak durumundayız. Biz eğitim yöneticileri bu konuda üzerimize düşen sorumluluğun şuuru içindeyiz.

Çok Değerli Öğretmenler;

“Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu sözüyle; çağı yakalayan ancak mensubu olduğu milletin geleneklerini yaşatan; devletini, milletini, vatanını, bayrağını candan aziz bilen;  milletinin değerlerini gözeten duyarlı nesiller yetiştirilmesine vurgu yapmıştır.

Yine Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan: “Oku, düşün, uygula, neticelendir.” Diyerek; kısa, çarpıcı ve net ifadelerle gençliğe istikamet tayin etmiş ve bu veciz sözüyle bilimsel bir perspektiften gençliğin vizyonuna büyük katkılar sağlamıştır. Adeta bilimsel problem çözme basamaklarını sadeleştiren ve pratik düzlemde kolaylaştıran bu sözün hayatta başarılı olmanın mutlak metodunu işaret ettiği su götürmez bir gerçektir.

Tarih boyunca gençlik; bütün düşünürlerin, liderlerin, toplum önderlerinin, eğitim müfredatlarının hedef kitlesi olagelmiş ve bu yönüyle de gençlik, eğitim öğretim faaliyetlerinin öznesi ve ilgi odağı olmuştur. Bundan sonra da böyle olmaya devam edecektir.

Öyle bir gençlik yetiştirmeliyiz ki; tıpkı merhum Necip Fazıl’ın tarif ettiği şekliyle bir gençlik. Hep birlikte hatırlayalım. Ne diyordu Üstat: “Bir gençlik, bir gençlik… Zaman bendedir ve mekan bana emanettir şuurunda bir gençlik… Gökleri çökertecek… Bütün dikeyleri yatay hale getirecek bir çığlık kopararak; ‘mukaddes emaneti ne yaptınız?’ diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan bir gençlik!”

Mukaddes emaneti kalplerinin içinde, başlarının üstünde taşıyacak bu gençliği yetiştirecek öğretmenlerimizi selamlıyorum. Sizlere bu zor ama kutsal görevinizde Cenabı Hak’tan muvaffakiyetler diliyorum.

Sözlerimi; yetkin bir eğitimci ve seçkin bir eğitim ve İslam felsefecisi olan merhum Nurettin TOPÇU’nun “Maarif ve Muallim Meselesi” başlığı altındaki değerlendirmelerine yer vererek tamamlamak istiyorum. Ki bu değerlendirmeler; dün olduğu gibi, bugünden sonra da yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir. Bahsi geçen makalesinde merhum Topçu özetle diyor ki:

Muallim; insanoğlunu beşikten alarak mezara kadar götürüp teslim eden, dünyanın en büyük mesuliyetine sahip insandır. Kaderimizin hakikatinin işleyicisi, karakterimizin yapıcısı, kalbimizin çevrildiği her yönde kurucusu odur. Fertler gibi nesiller de onun eseridir. Farkında olsun olmasın, her ferdin şahsi tarihinde muallimin izleri bulunur. Devletleri ve medeniyetleri yapan da yıkan da muallimlerdir. Yalnız kaldığımız yerde yalnızlığımızın mesulü de odur. Muallimlik para değil, ruh işidir. Muallim sadece bir memur değildir, belki genç ruhları kendisine mahsus manada bir örs üstünde döverek işleyen usta bir demircidir.

Muallim, en doğru ve en güzel hayat örneğini yapar, hazırlar ve bize sunar, biz de yaşarız. Bizim vazifemiz bu hayata anlayış katmaktır. Balını yemeyip yaptıktan sonra bize bırakan arının bu hareketini şuurlandırıp bir ideal haline getirirseniz, onda muallimi bulursunuz. O, ruhumuzdaki kat kat fetihlerin kahramanı ve şerefli sahibi olduğu halde, bu hayatı yaşamayı değil, ona hizmeti tercih etmiş fedakâr varlıktır.

Muallim, sahip olduğu mesuliyetle, içimizde en fazla hür olan insandır. Çünkü mesuliyet, hürriyetin kaynağıdır. Zira vücut zincirlenir, ama fikir zincirlenemez. Muallimin ilim ve ideal insanı olabilmesi için her şeyden evvel gönlü, fikri ve istiklali olmalıdır. Descartes: “Hür olmayan düşünce, düşünce değildir” diyor, o halde hür olmayan muallim de muallim değildir.

Muallimlik sevgi işidir ve ruh sevgisidir. Muallim halk gibi, her yaşayan gibi yaşayamaz. Öğrenciyi diploma avcılığından, ilim yolculuğuna götüren ve onun ruhuna nakış nakış sevgi işleyen odur.”

Sözlerime son verirken; eğitim yöneticileri, öğretmenler ve aileler olarak esas vazifemizin, Milli Eğitimin temel amaçları uyarınca; vatanını ve milletini seven, ahlaki ve insani değerlere sahip nesiller yetiştirmek olduğunu bir kez daha hatırlamakta ve hatırlatmakta yarar görüyorum.

 

Bu duygu ve düşüncelerle 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutluyor; hepinizi en derin sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Resmi Daireler Kampüsü 15 Temmuz Camili Mahallesi Adapazarı / SAKARYA - 264 251 36 14 / 15 / 16

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.